İş dünyamızın başarılı isimlerinden Murat Ülker’in ilgiyle takip edilen kişisel bloğunda ve LinkedIn profilinde kaleme aldığı yazılar, Sabri Ülker Vakfı Yayınları tarafından kitaplaştırıldı. “Hayatın İpuçları” dizisinin 3’sü olarak yayımlanan kitap Pembe Yalı’da düzenlenen bir toplantıyla tanıtıldı. Dizinin üçüncü kitabı olan “Hayatın İpuçları 3” adlı eserde kişisel gelişimden sanata, dini konulardan gezi notları ve bilime çok geniş bir yelpazede kaleme alınmış yazılar yer alıyor.
Okuma ve yazmaya gençlik yıllardan bu yana ilgi duyan Murat Ülker, babası Sabri Ülker’in tavsiyesiyle okuduğu ilk kişisel gelişim kitabının Dale Carnegie’nin “Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı” isimli kitap olduğunu belirtti. Tanıtım toplantısında gazetecilerin sorularını cevaplayan Murat Ülker, yazma serüvenini şöyle özetledi:
“2020 mayıs ayı, kovid vakalarının Türkiye’de görüldüğü ilk günler, şirketimizi yeni döneme hazırlayacak projeler hayata geçiriyorduk. O günlerde “tele-work” konusunu okuyordum. Arkadaşlarımla paylaşayım diye tuttuğum notlardan yazı yazmaya karar verdim. ‘Tele Çalışma: Her işte bir hayır vardır’ başlığıyla yazıyı LinkedIn’de yayınladım. Sonra takipçilerimle bir iletişim başladı. Hem benim onlardan hem de onların benden öğrenmesi hoşuma gitti. Bu benim için bir tür salih ameldi. Okuyup kendimi geliştirmekten, görüşlerimi takipçilerime açıp, onlara faydalı olmaktan büyük keyif almaya başladım.”
Kişisel bloğu ve LinkedIn’de uzun zamandır düzenli olarak yazdığı makalelerin kitaplaştırıldığını belirten Murat Ülker, “Yazdığım makalelerin ilgi çektiğini görünce arkadaşlar bana Sabri Ülker Yayınları vasıtasıyla bunları kitaplaştıralım önerisiyle geldi, istemediğimi söylesem de sürpriz yaptık diye kitapla geldiler sonunda. Biraz zorlamayla başladı yani açıkçası ama bir şekilde buraya geldik ve ‘Hayatın İpuçları’ serisi ortaya çıktı. İtiraf edeyim güzel de oldu sanırım” diye konuştu.
Düzenli yazmaya başlayınca okumaya ayırdığı vaktin de arttığını belirten Murat Ülker “Derdim çok satan bir yazar olarak anılmak değil. Kendimi geliştirmek için yazıyorum” diyerek şunları söyledi:
“Yazmak için daha çok okumak zorunda kaldım, bu da benim için inanılmaz bir okuma-yazma temposu yarattı. Çünkü yazdığım bir yazı için bir kitap okumak ya da bir konuda araştırma yapmak ya da geçmişte yaşadığım bir tecrübeyi detaylandırmak zorundayım. Bunları yaparken de yeni şeyler öğreniyorum, unuttuklarımı hatırlıyorum, yeni bakış açıları kazanıyorum”